Radikal:Milli Eğitim'de açık irtica

Haber Giriş : 09 Aralık 2005 09:20, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Milli Eğitim'in tebliği, Mersin'de beş öğretmenin 'evrim teorisi yüzünden' sürüldüğünü ortaya koydu. Buna göre asıl suç, 'bazı öğrencilerin dini inançlarını sarsıcı yönde açıklama ve telkinde bulunmak'mış

Mersin'in merkez Yalınayak Beldesi İlköğretim Okulu'nda görevli biri müdür beş öğretmenin başka okullara atanmasının gerekçeleri arasında, 'öğrencilerin dini inançlarını sarsıcı açıklama ve telkinde bulundukları' iddiasının da olduğu ortaya çıktı. Milli Eğitim Müdürlüğü'nün öğretmenlere yaptığı tebligatta, söz konusu iddia yer alırken, vali yaptığı açıklamada, bu gerekçeyi sakladı.

Valinin, esas gerekçenin üstünü örtmeye çalıştığı olay şöyle gelişti: Bir grup vatandaş, Yalınayak İlköğretim Okulu Müdürü Ali Galip Duran, İngilizce öğretmeni Mehtap Pektaş, matematik öğretmeni Yusuf Temiz, sosyal bilgiler öğretmeni Sevilay Çiftçi ve sınıf öğretmeni Gülsüm Çoban'ın, 'derste evrim teorisini anlattıkları ve ezan okunurken sınıfın camlarını kapattıklarını' iddia ederek, İl Milli Eğitim Müdürlüğü'ne şikâyet etti.

Maaşları da kesildi
Bunun üzerine soruşturma açıldı. Öğretmenlerin savunmalarını alan müfettiş Ali Arsoy, soruşturmayı ekimde tamamladı. Müfettişin raporuna dayanarak, beş öğretmene görev yerlerini değiştirme ve 30/1 oranında maaş kesme cezası verildi. Müdür Ali Galip Duran Çay İlköğretim Okulu'na, öğretmenler Mehtap Pektaş Güney İlköğretim Okulu'na, Sevilay Çiftçi Hatice Ulu İlköğretim Okulu'na, Gülsüm Çoban Süphi Öner İlköğretim Okulu'na, Yusuf Temiz de 23 Nisan İlköğretim Okulu'na atandı.

'İmam şikâyet etti'
Hepsinin Alevi olduğu ileri sürülen öğretmenlerin sürgünü tepki yarattı. Eğitim-Sen Mersin Şube Başkanı Ünsal Yıldız, bir toplantıyla olayı şöyle değerlendirdi:
"Arkadaşlarımız, görev yaptıkları beldenin imam ve muhtarının çabalarıyla açılan soruşturma sonucu sürgün edildi. Soruşturmaya göre öğretmenler, 'ezan okunduğu sırada sınıfların penceresini kapatıp, derslerde evrim teorisini anlatarak, öğrencilerin dini duygularını sarsıcı yönde telkinde bulunmak'la suçlanıyor. Bu, laik, demokratik ve bilimsel bir eğitimi yerine getirmeye çalışan Eğitim-Sen üyelerine yapılan sindirme politikasıdır. Buna benzer birçok sürgün var. Sürgüne karşı dava açacağız."
Öğretmenleri şikâyet ettiği ileri sürülen ve aynı zamanda Türkiye Diyanet Vakıf-Sen Şube Başkanı olan okulun yanındaki Serinevler Camii imamı Salih Özbay, iddiaları reddetti. Özbay, "Dört çocuğum da o okuldan mezun oldu. Aldıkları kaliteli eğitimle dershaneye bile gitmeden üniversiteyi kazandılar. Orası başarılı bir okul" dedi.

Validen eksik gerekçe
Eğitim-Sen'in iddiaları ve gazetecilerin olayı takibi üzerine önceki gün yazılı bir açıklama yapan vali Atilla Osmançelebioğlu, sürgünün asıl nedenini gizlemeye çalıştı. Vali, şu açıklamayı yaptı:
"Bazı basın-yayın organında beş öğretmenin evrim teorisini anlattıkları için sürgün edildikleri iddia edilmekte. Aksi bazı uygulamalardan rahatsız olan öğrenci velilerinin şikâyeti üzerine yapılan soruşturma sonucu, 'usulsüz eş yardımı ve ek ders ücreti alındığı, İstiklal Marşı törenlerine katılınmadığı, kılık-kıyafet yönetmeliğine uyulmadığı, görevde ayrımcılık, ödüllendirilmelerde haksızlık yapıldığı' tespit edildi. Yürürlükteki mevzuat çerçevesinde yargı yolu açık olmak üzere disiplin cezası uygulanmış ve gerekli işlemler yapıldı."

Tebligat öyle demiyor
Ancak İl Milli Eğitim Müdürü Muammer Gürbüz imzasıyla öğretmenlere gönderilen tebligatta, Osmançelebioğlu'nun açıklamalarında yer alan suçlamaların yanı sıra, 'bazı öğrencilerin dini inançlarını sarsıcı yönde açıklamalarda ve telkinde bulunulduğu' gerekçesinin de yer aldığı ortaya çıktı. Valinin açıklamalarında 'dini inanç' gerekçesinin yer almaması, eğitim çevrelerinde kaygı verici bulundu.

Eğitim-Sen: Belge var
Valinin açıklamasını talihsizlik olarak değerlendiren Eğitim-Sen Şube Başkanı Yıldız, şunları söyledi: "Biz iddialarımızın arkasındayız. Kamuoyundan gelen baskılar nedeniyle, doğru bilgilendirme yapılmadı. Elimizde belgeler mevcut. Kamu görevlilerine düşen, olayı örtbas ederek laiklik ve demokrasi karşıtlarını cesaretlendirmek değil, tam tersine çağdaş, demokratik ve laik eğitim konusunda çalışmalarını özveriyle sürdüren eğitim çalışanlarının korunması ve görev yerlerine iade edilmesidir."

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber